Kadir GURBETCİ

Blog

New York-İstanbul

Kadir GURBETCİ

Ünlü Sosyolog İbn-i Haldun'a göre; devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Aslında bu ölçü, hayatımızın her evresin de vardır.   Bilgi ve ilgisi, gözlem yeteneği olanların zorlanmadan görebilecekleri bir olgudur bu. Sanki medeniyetler, doğudan batıya doğru belli zaman kesitleri için de sürekli devinim içinde. Kıta Avrupa'sı, Amerika sonra Japonya, G.Kore, Çin, Hindistan ve Türkiye. Bilgi, enerji, er-ge, katma değer oranı yüksek mal üretim ve ihracı, sosyal ve siyasi yapı “Güneş”e yakın ülkelere doğru kayma eğilimin dedir. Tabi heyecanda.   New York, Abd'nin en kalabalık şehri. Ticaret, finans, medya, moda, san'at, eğitim ve eğlence şehri. Küresel kent, 5 bölge,1215 kilometre kare alan, merkez 9, metropol 19 milyon nüfusla dünyanın 6.kalabalık metropolü. Diplomasi merkezi olan şehirde, 170 dil konuşulur ve göçmen şehri olarak da bilinir. JFK havalimanı dünyanın en çok yolcu hareketinin olduğu yerlerden.   Metro 24 saat açıktır. Özgürlük Heykeli, Empire State, Central Park, Times Meydanı ve müzeleri en çok gezilen yerleridir. Halkın ekseriyeti metro kullanır. Pazar günleri, Times Meydanı yol üstü parkları ücretsiz.   1615 yılın da Hollandalıların, bin dolar edebilecek incik-boncukla Kızılderililerden aldığı Manhattan ve civarı, her yıl 40 milyon turisti ağırlıyor.   İstanbul, medeniyetler başkenti. Avrupa ve Asya'yı denizin ayırdığı huzur şehri. 9 bin yıla yakın tarihi ile bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış “kadim” şehir. Camileri, kilise ve havralarıyla inanç özgürlüğü'nün merkezi. Doğu Roma'dan sonra Osmanlıya da başkentlik yapmış.   S.Ahmet, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Boğaziçi, Dolmabahçe, Kapalıçarşı en çok ziyaret edilen yerlerden. Şimdilik; 10 milyon turist ağırlıyor.   5 bin dört yüz kilometre kare alanı, 39 ilçesi, 15 milyon nüfusuyla dünyanın 18. Kalabalık şehri. Ticaret, finans, moda, eğitim, medya, san'at ve kongrelerin merkezi.   Şimdi ilgili ve meraklı bir gözle, detaylara girmeden ana hatlarıyla iki metropolu mukayese edelim.   New York'ta metrolar, eski olduğundan olacak girişleri, korkuluk demirleri paslanmış ve içi nerdeyse dökülüyor. Yüksek binaların olduğu Manhattan'da, yol kazısı ve tamiratı hiç bitmez. Yapılan asfalt yamasını, İstanbul'un en kenar mahallesin de dahi göremezsiniz. Birkaç hafta önce “dünya finans kentinde” kazının çökmesiyle yol bir aracı ”yuttu”. Köpek atıkları, kağıtlar, çevreyi tehdit eder boyutta. Üç tekerlekli el arabalı seyyar satıcılar da cabası. Yerel Yönetim, gece kentin canlı görünmesi için binalara yüzde 30 elektrik katkı payı yapması enteresan. Kent'in geneline baktığınız da, her alanda yorulmuşluğu görebilirsiniz.   İstanbul, yılların ihmalini üzerinden atmak için adeta çırpınıyor. Hava ve Su temiz. Asya'nın gelişmesi, konjonktürel olarak istanbul'a yarıyor. Homojen yapısı itibariyle, yaşayanların şehre bağlılıkları ve aidiyeti New York'a göre daha ileri düzeyde. Suç oranı da düşük. Yerel otorite, hizmet, görsel estetik, yenilikler ve sosyal projeler de daha duyarlı. Marmaray, 3. Köprü ve 3.Havalimanı şehrin dokusuna ciddi etki edebilir. Metro, hat ve yolculuk sayısı gayretlere rağmen, yarışa geç başladığımızı açıkça gösteriyor.   Planlamanın gecikmesi ve yetersizliği, yalnızca E5 ve TEM bağlantı yollarının varlığı, alternatif ve yeterli geniş caddelerin olmayışı, trafiğin birçok kurumun yetkisin de olması, azalmakta da olsa göçler, İstanbul'un başlıca açmazlarıdır.   Şehir, üzerinde yaşayanlarla değerlidir. Şehirlerin de ruhu vardır. O ruh da, tarihten, medeniyetten, İnançtan ve kültürden gelir. N. York ta bir sıkıntı olsa, 19 milyonun ne kadarı şehri terk eder. İstanbul da, finans ve küresel şehir olma yolun da emin adımlarla ilerliyor.-BIST Borsa İstanbul- Acaba, bu kaçınılmaz bir durum mudur? Her büyümenin sancısı da olabilir. Önemli olan sıcaklık, sevgi, saygı ve güven duygusunun korunabildiği ortamı oluşturabilmektir. Yönetici reflekslerinin, katılımcı ve pozitif olması da gerekir.   Sonuç olarak, New York bu haliyle “ damga pulu” özelliğin de heterojen yapısıyla kent, İstanbul ise “ posta pulu “ hususiyetiyle homojen yapısıyla şehri ifade ettiği söylenebilir.   Tatmin duyguları, yorgunluk ve doymuşluk insana mahsus özelliklerdir. Bu durumunda, ülke ve şehir yöneticilerinin karar ve gayretlerine etki etmeyeceğini kimse garanti edemez. Görünen odur ki, New York Sonbaharı, İstanbul İlkbaharı yaşıyor.