Kadir GURBETCİ

Blog

Araba çekmek ne kadar hak ihlalidir?

Kadir GURBETCİ

Genelde plansız kurulmuş hızlı gelişmiş ve devamlı etkileşim içinde olan yerleşimlerde, ön görülemeyen suni birçok sıkıntı da kaçınılmazdır. Türkiye’de 81 vilayeti; nüfus, sahip olunan yeraltı-yerüstü kaynakları, eğitim kurumlarıyla incelediğiniz de, imkanların yeteri kadar kullanılamadığı açık olarak görürsünüz. Yılların birikmiş sorunlarını bir çırpıda halletmenin zorluğunu kabul etmekle beraber, gelecek projeksiyonları için doğru planlama, insan ve kaynakları, en az israfla değerlendirmekte ilgili alanların otoritelerine bağlıdır. Üniversite, orta öğretimdeki derslik ve öğretmen sayılarının artışı sevindiricidir. Ama niteliğin artması şartıyla.. Planlama, kamu için emredici, özel sektör için teşvik edici ve yönlendiricidir. 1877 de yürürlüğe giren Dersaadet Belediye ve Vilayetler Kanununun temel amacı, İstanbul’un sorunlarını çözmekti. Osmanlı Parlementosunun aynı zamanda ilk yasasıdır. Türkiye’nin minyatürü, lokomotifi, dünyaya bakan yüzüne yani 8 bin 5 yüz yıllık şehre iyi bakmak gerekir. Güven, huzur başta olmak üzere ulaşım ve ortak kamusal alanların çokluğu ve erişebilirlik, bir şehirlinin en çok aradığı hususlardır. Huzurun bir yansıması olan araç çekilme bahsini kısaca değinmeye çalışalım. Türkiye’de 18, İstanbul’da 3,5 milyon civarında araç var ve her gün 6 yüz civarında yeni araç trafiğe çıkıyor. Yolların sayı ve işlevi araçların sayılarıyla ters orantılı olarak aleyhimize gelişiyor. Neredeyse beş kişiden birine araç düşecek. İstanbul’un coğrafi olarak üçte biri olan Roma’da, üç kat daha fazla ana arterin olması dikkat çekicidir. İstanbul’un küçük parselli 70 bin civarında dar sokak ve kısıtlı caddelerinde, her gün yüzlerce araç çekiliyor. Araç çekme yetkisi, polis ve jandarmadadır. Emniyet Müdürlükleri ve Vakıflar, kurmuş oldukları iktisadi teşekküllerle hizmet amaçlı olarak bu çalışmayı deruhte etmektedir. Belediyelerin araç çekme yetkisi yoktur. Ancak kaldırımlara park eden araçlara kabahatler kanununa göre işlem yapmaktadırlar. Araç çekerken cadde ve yollarda trafiği tıkayan, akışa mani olan araçlar öncelikli çekilmelidir. Daha çok ‘iktisadi teşekküle gelir’ düşüncesiyle araç çekmek hak ihlalidir. Caddeler de kısa süreli park söz konusu olduğu için, uzun süre caddede araç bırakmak, dükkan, ev girişlerinde ve kavşaklarda, itfaiye, ambulans gibi araçlara geçişine mani olmakta hak ihlalidir. Yeteri kadar otopark yapmamak, altyapı ve yönlendirme ve bilgilendirme tabelaları eksik yapmakta hak ihlalidir. Toplu taşıma duraklarının iki taraflı en az 15’er metre yakınına park etmek, otobüslerin yol ortası indir-bindir yapmalarına sebep olup trafikte ‘şok’ etkisi yapacağından çekilmemesi hak ihlalidir. Dünyanın bütün şehirlerin de araç çekilir. Hak ihlalliği tartışılır. Önemli olan, çekenin gerekçesinin ‘en ‘doğru olmasıdır. Mesela; Lizbon’da araç yanlış yere park etmişse, sarı bandajla etrafı çevrilir ve sağ tekeri kilitlenir. Mesai bitimin de trafik yoğunluğu azalınca çekilir.3 yüz Avro civarında bedele mal olabilir. Londra’da, yanlış park, araç çekilmesi polisin intikali ve süreç 4 saati bulabilir. 3-4 yüz Sterlinde cabası. Washington’da 250 Dolar ve tabi park parası. Örnekleri artırmak mümkün..  Planlamayla büyük ölçüde çözülecek bu durum da, nüfus, eğitim, sosyalleşme ve kültürle birçok eşik aşılabilir. Aksi halde randevü ve zaman prensibi gelişmemiş, toplu taşıma kullanma alışkanlığı yaygınlaşmamış, kısıtlı yollarda (yeteri kadar otoparkın olmayışı) çift sıra park ederek ‘2 dakikaya geliyorum’ mantığı, araç çekilmesine mani olmayacaktır. İşyeri ve konut önlerine park eden araçların ön camına konulan irtibat numarası, pratik ve çözüme kısmen yardımcı olacak kibar bir davranıştır.  Önemli olan şehirde yaşayanla yaşatmak isteyenin sorumluluk ve görevlerini iç huzuru bulacak şekilde sağlamasıdır. Ortak yaşama alanlarının en belirgin uygulama alanı olan şehirlerde, herkes büyük bir orkestranın üyesi gibi davranmalı ve sorumluluk hissiyle hareket etmelidir. Aksi halde ‘saç oranımız’ düşebilir.