Kadir GURBETCİ

Blog

21 Mayıs'a doğru

Kadir GURBETCİ

Türkiye’de siyasi, idari ve sosyal alanda ciddi değişiklikler oluyor. 1876 Kanuni Esasi’den buyana 141 yıl geçti. 1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları, dönemin şartlarına göre hayata geçirilmiş fakat gerek dünya gerekse de ülkemizin sosyal yapısına cevap veremediğinden ve ’82 anayasası yenilenemediğinden 18 ek ya da değişiklik yapılmış. ’94 yıllık cumhuriyette 65. Hükümet görevi deruhte ediyor. 36 hükümetin ömrü bir yıldan az. 16 koalisyon hükümetinde 2 ay ile 3,5 yıl arasında ömrü olan hükümetler var. Gecelik yedi bin 500 faizler, batan bankalar, 5 askeri darbe 6 darbe teşebbüsü, 13 Stand By anlaşması, siyasi istikrarsızlıklar her alanda ülke milletin gelişmesine ket vurmuştur. Öyle ki; tek parti yönetimlerinde büyüme 5.6, koalisyonlarda 4, darbe yönetimlerin de ise 3.4 olması Türkiye’nin yıllara sari ne kadar kaybı olduğunu ortaya koymaktadır. Parlementer sistemde, halkın seçmiş oldukları vekiller eliyle yasama ve yürütme organı belirleniyordu. Siyasi hafızamız bu sistemin ülke şartlarına, yetişme tarzına ve ortaklık ve uzlaşma kültürünü yeteri kadar hazmedip uygulayamadığımızı gösteriyor. Çoğu zaman millet vermiş olduğu oyun takibini yapamadığı gibi iradesinin aksi istikamette cereyan ettiğini eli kolu bağlı şekilde izlemekle yetinmiştir. Hiçbir siyasi parti toplumda karşılığı olmayan bir şeyi gündeme getiremez. Aslında insanların becerisinden ziyade sistemin, vesayetçi, güçler ayırımı değil çatışmacı, baskıcı, hantal, karar hiyerarşileri yavaş, siyasi, ekonomik istikrarsızlığa ve sistem dışı müdahalelere zemin hazırlayan bir şekilde dizayn edilmiş olması başlıca sebeptir. 68 siyasi partinin kapanması, Cumhurbaşkanı’nın 120 turda dahi seçilememesiyle 12 Eylül’e dayanak oluşturması ve Ak Parti’nin 6/5 ‘le kıl payı kapatılmaması sonuçlardan bazı örneklerdir. AK Parti ve MHP’nin Meclis ittifakıyla, Anayasa değişikliği için yurt dışı dahil 58 milyonu aşan seçmenin tercihine müracaat edildi. Sonuçta, Güneydoğu, Karadeniz, Doğu, Orta Anadolu ve yüzde 47 katılımın olduğu yurt dışı desteğiyle -yüzde 60’a yakın- evet oylarıyla Türkiye’de yeni bir yönetim modeline geçildi. Yüzde 51.41 evet, 48.59 hayır oranı, yüzde 85’i aşan bir katılımla yapılmış olması, dünya ve Türk demokrasi tarihinde önemli bir eşiktir. CHP’nin, anayasanın 79/2 maddesinde “YSK kararları kesindir, aleyhine başka mercie başvurulamaz” hükmüne rağmen çabasını, partisini ve kamuoyunu etkileme ve seçime “gölge” düşürme çabası olarak ifade edilebilir. Anayasa Mahkeme üyelerinin 17’den 15’e, HSK üyelerinin 22’den 13’e düşürülmesi, seçilme yaşının 18’e, milletvekili sayısının 600’e çıkarılması, askeri mahkemelerin kaldırılarak hepsinin birleştirilmesi ve partili cumhurbaşkanı bazı değişiklikler. Gensoru, bakanlar kurulu, güvenoyu gibi kavramların tarihe karıştığı yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde; istikrar, halkın doğrudan yöneticisini seçmesi, şeffaflık, sivil, demokratik, siyasi katılımı önceleyen, denetime açık, hızlı karar alabilen, kurumlar arası uyum, tek başlılık gibi kavram ve uygulamayı görebileceğiz. Uzlaşma kültürünü teşvik eden bu sistem, tarihi fırsatları da önümüze seriyor. Bu bir başlangıç reformudur. Yeni talep ve uygulamalar zaman içinde uyum yasalarıyla karşılanır ve uygulanır.  Önemli olan, bütün siyasi parti ve görüş sahiplerinin değişen maddelerin ete kemiğe bürüneceği yasaları hazırlamada ittifak ederek Türkiye’nin aydınlık yarınlara yelken açmasını elbirliği ile sağlamalarıdır. Ülkemizde millet için çalışan ve güven veren parti ve liderleri yıllardır desteklemeleri boşuna değil. Seçim sonuçları ve sistem değişikliği ile ilgili farklı bakış açılarıyla yüzlerce makale yazılabilir. Adalet, kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanma, yönetici profili, siyasi, ekonomik, kültürel  gelişmeler, gençlik ve istihdam konuları, önceliği yine elinde bulunduracak. Partili Cumhurbaşkanlığının başlangıcı olan 21 Mayıs ve sonrası; yaklaşan 2019 seçimleri için seçmen tercihlerine göre pozisyon alan, idari, siyasi ve köklü rasyonel değişikliklerle “2002 ruhu” nu reformist ve vizyoner kadrolarla yenilenmesini bekleyen muazzam bir kitle var. Beklentilerin karşılanması ve süreç yönetimi başarıların devamını da getirecektir.