Kadir GURBETCİ

Blog

Ticaret, Otorite, Mali Müşavir, Denetim

Kadir GURBETCİ

Kamu harcamaları ve sair bütün giderler için en önemli gelir kalemi vergilerdir. Bunun nasıl ne şekilde, hangi oranlarda toplanacağı asıl mevzu konusudur. Muhasebe ve Meslek ile ilgili bir çok yazı, söyleşi, panel, sempozyumlar yapılmış ve yapılmakta. Son yıllarda teknik  altyapıda bir çok iyileştirmeler olmasına rağmen genel olarak Türkiye'de eleştirilerin hakim olduğu görülmektedir.  Çok eski bir bilim dalı olan Muhasebe, hemen her ülkede farklı oranlar, ilgi, anlayış ve sistematiğe sahiptir. Kıta Avrupası ve Kuzey Amerika'da, genel olarak Muhasebe norm ve standartları oturmuş, ticaret erbabı, mali müşavir ve kamu otoritesinin sorumlulukları bellidir. Muhasebe/ci saygındır. Vergi kaçırmak büyük suçların başında gelir. 3568 sayılı SM,SM Mali Müşavirlik ve YMM kanunları yirmi beşinci yılını daha yeni doldurdu. Doğal olarak mükellef, muhasebe ve kamu erkinin en az optimum seviyede  iletişim ve algısının daha da gelişmesi için; bilgi, kültür, eğitim, gelir düzeyi ve zamana ihtiyaç vardır. OECD ülkelerinde beyana dayalı vergi mükelleflerin nüfusa oranı yüzde 10, ülkemizde yaklaşık 5.6 düzeyindedir. Türkiye'de kayıt dışı 10 yıl önce yüzde 32, günümüzde 27,5 civarında olduğu, bahsi geçen ülkeler ortalamasının yüzde 18 düzeyinde olmasının da bu görüşümüzü destekler niteliktedir. Verginin tabana yayılması, oranlarının düşmesi, denetimin artması ve 'adil vergi' söylemi konunun muhataplarının değişmez gündem maddesidir. Yüzde 70'e varan dolaylı vergiler sürdürülebilir bir uygulama olarak görülmemektedir. 2013 yılı itibariyle ülkemiz de, 4 milyon 39 bin gelir vergisi mükellefi, toplanan vergilerin sadece 1,53'ünü ödemiş olması, beyana dayalı faal mükelleflerin durumunu göstermektedir. Kısaca, bakkal, tamirci, kuyumcu, avukat, nakliyeci, eczacı, müteahhit vb. esnaflar ve ticaret erbabı, mezkur yılda toplanan 367,5 milyarlık toplam verginin yüzde 2'sini bile ödeyememiş görünüyor. Bir başka açıdan konu incelendiğinde, yaklaşık 79 milyar gelir vergisi tahsilatının, 73 milyarı stopaj (kaynakta vergi kesintisi) yoluyla tahsil edilmiş. (yüzde 93'ü) Vergi Denetim elemanlarının sayılarının üç katına çıkması, bazı alışkanlıkları değiştirebilir. 2013 yılı itibariyle yapılan incelemelerde, KDV'den yüzde 51, GV'den 32, KV'den 17 oranında matrah farkının çıkması dikkat çekicidir. 2015 yılının ilk dokuz ayında Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye 19 milyar dolar. Yine aynı yıl itibariyle ülkemizde yaklaşık 40 bin uluslararası şirket, ortak,ortaklık mevcut. Bu durum meslek mensuplarını da uluslararası boyutta çalışma ve altyapı oluşturmaya teşvik etmektedir. Bu veriler ışığında, siyasi istikrar, ekomomik istikrar, rekabet şartları, bürokratik 'oligarşi', finans gibi parametreler, ticaretin gelişmesine doğrudan etki yaptıkları bilinen bir gerçektir. Basit ifadeyle; Ticaret varsa, esnaf varsa, ihracat varsa, teşvik edici unsurlar varsa, huzur varsa faaliyet ve yatırım var demektir. Ticaret yoksa; vergide, denetimde, mali müşavirde yok demektir. Kamu otoritesi bütün bu ensturumanları; hakkaniyetle kural koyan, denetleyen, ticareti teşvik eden, mevzuatı kolay ve anlaşılır kılan, yeni pazarlar açan, kamu- mükellef arasında 'yarı resmi' çalışan mali müşavirden gereksiz yükleri kaldırarak destek alan, sürdürülebilir ve daha rasyonel  sonuçlar elde edilebilir. Türkiye'nin her alandaki hızlı gelişim ve değişime kaynak ve sosyal adaleti kalıcı kılmak için işin 'nirengi noktası'  olan ticaret erbabı (işletmelerin) sayılarının artması kaçınılmazdır. Kısaca; 'Altın yumurtlayan' tavuğun kaybedilmeyip sayılarının artırılması, bütçenin yüzde 90'ın üzerinde vergi gelirleriyle karşılandığı olgusunun unutulmadan yerine getirilmesi, en temel yaklaşım olmalıdır..